23 Nisan 2012 Pazartesi

Çin Seddi


Çin‘in kuzeybatısı boyunca uzanan, M.Ö. 300′lerde Çin İmparatorluğu tarafından başta Hun (Türk) akınlarını önlemek amacıyla yapılmaya başlanmış olan Çin Seddi, dünyanın en büyük çaplı savunma tasarılarından biri olarak kabul edilmektedir. Büyük çalışmalar sonucu gerçekleştirilen bu savunma tasarısı, ortaya konulduktan sonraki devasa büyüklüğü ve ilginç durumuyla bugün dünyanın yedi harikasından birisi olarak kabul ediliyor. Bu seddin, 7.000 km’den daha uzun olduğu söyleniyor.

Seddin her yeri yaklaşık 4-6 metre yüksekliğe ve 6-7 metre genişliğe sahip. Duvarların genişliği, at arabalarının geçebilmesine olanak sağlıyor. Ayrıca düzenli aralıklarla okçu delikleri ve siperlikler var. Her 200 metrede bir gözetleme kulesi, 9 kilometrede bir ise fener kulesi bulunuyor. Çin Seddi‘nin duvarlarının çoğu, büyük tuğlalar, toprak ve küçük taşlarla dolu çuvallardan yapılmıştır. Hun tehlikesi yüzünden inşa edilmeye başlanmış ve M.Ö. 214 yılında, büyük Hun lideri Mete’nin Kağan olmasından 5 yıl önce bitirilmiştir.

Yukarıdaki özet bilgilerden anlaşılacağı üzere, bu büyük yapının yapılması çok uzun zaman almıştır. Herkesin kolay kolay girişemeyeceği bu savunma tasarısı, bugün dünyada Çinlilerle özdeşleşmiş ve Çinlilerin ruhlarını yansıtır hâle gelmiştir. Çin Seddi‘nin tamamı bir seferde yapılmamıştır.
Çok eski dönemlerde, dağların başına kurulan kuleler, çeşitli saldırılar nedeniyle düşman askerleri içeri girmesin diye birleştirilmişti. Daha Çinlilerin Türklerle savaşmalarından da önce, Çinliler kendi içlerinde savaşıyorlar ve bunları engellemek için çeşitli yollar arıyorlardı. İşte bu kulelerin birleştirilmesi Çinli kralların hoşuna gitmiş olacak ki, bütün kuleleri setler kurarak birbirine bağlamışlar ve çok uzun setler elde etmişlerdir. Onlar için bir “savaş / savunma yöntemi” hâline gelen bu setler, atalarımız olan Hunların saldırılarıyla daha geniş alanlara yayılmış ve böylece 10 bin km’yi geçmiştir.
Çin Seddi’nin bizim için önemli olan yanı, Çinlilerin bu duvarların büyük kısmını Türklerden -yani atalarımız olan Hunlardan- korkarak yapmış olmalarıdır. Bu, biz Türkler için bir “gurur kaynağı” iken, Çinliler için de “utanç abidesi“dir. Çünkü kahramanca savaşıp, Kürşad gibi ölmek her ulusa nasip olmamıştır. Bu durum, bütün dünyaca kabul edilen açık bir konudur. Marifet, Türk gençlerinin damarlarında taşıdığı asil kanın değerini anlayabilmek için bu Çin Seddi’nden gerekli anlamı çıkarabilmeleridir. Yüce Önder‘imizin dediği gibi: “Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.” Atalarımızı tanıyabilmek için, işte size binlerce yıl önceyi anımsatabilecek Çin Seddi fotoğrafları:








































Çin Seddi, sanıldığının aksine uzaydan görülmemektedir. Herkes “uzaydan görülen tek yapı” olarak Çin Seddi’ni bilir. Fakat yapılan açıklamalar, hava alanlarının bile görülmesine rağmen, Çin Seddi’nin görülmediğini belirtmektedir. Bunun nedeni de, duvarların bulunduğu yerin ve çevrenin rengine yakın renkte olması ve bu nedenle kolayca ayırt edilememesidir.

Türk tarihi kitaplarında, ne yazık ki Çinliler’in yapmış olduğu bu duvarlar övgüyle anlatılmaktadır:

“Çinliler, Hun akınlarını durdurabilmek için büyük emek ve sermaye harcayarak, “Çin seddi” adıyla anılan dünyanın en büyük savunma sistemini meydana getirmişlerdir. Dünyanın hiçbir yerinde ve devletinde, savunma amacıyla yapılmış böylesine muazzam seddin bir benzeri ve örneği dahi bulunmamaktadır. Bu da, zamanın en güçlü, en mükemmel ve en süratli ordusunun Hunlar tarafından eğitilmiş olduğunu gösterir. Öte yandan, Çin seddi ile birlikte Çinliler arasında ilk defa devlet sınırı fikri doğmuş ve gelişmiştir. Ayrıca, bu surlar, Çinliler için hem güvenlik hem de ekonomik bakımdan çok büyük yararlar sağlamıştır.”

Evet, böylesine devasa bir yapıyı ortaya koymuş olmak, bir devlet için büyük bir başarı olarak görülebilir. İnşaat ve yapı mühendislerinin takdirini kazanabilecek bu duvarlar, arka planına bakıldığı zaman birer korkaklık abidesidir.

Orkun KUTLU






Kurtarıcı İsa Heykeli'nin Hikayesi




16. Yüzyıldan beri Brezilya'nın merkezi dini Hristiyanlıktır ve Roma Katolikliği en çok öne çıkanıdır. Dünyadaki en fazla Roma Katoliği Brezilya'da bulunmaktadır ve oranı Brezilya'nın %74'ü olarak belirlenmiştir.


Kurtarıcı İsa heykeli, Rio De Janerio'da bulunur ve 38 metre yüksekliğindedir. Heykel Tijuca Ormanı Ulusal Parkı'nda yer alan 710 metre yüksekliğinde Corcovado dağı'nın zirvesinde yükselmektedir.






Portekizcede bu heykel "Cristo Redentor" olarak bilinmektedir. Heykelin tasarımının orijinal fikri Oswald isimli bir adama aittir. Tasarımında Hz. İsa'nın bir elinde bir küreyi tuttuğu ve dünya olduğu anlaşılan bir kaide üzerinde durduğu bilinmektedir. Ancak bu tasarım onaylanmamıştır. Anıt için diğer bir öneri ise 1921 yılında başpiskopos tarafından yapılmıştır.  Düzenlenen ve ismi "Seman de Monumento" ( Anıt Haftası) olarak bilinen etkinlikte bağış alacağını umut etmiştir.



Ancak heykelin gerçek tasarımcısı Fransız heykeltıraş Paul Landowski'dir. Ayrıca yerel bir mühendis olan Heitor da Silva Costa'da tüm inşaatı gözetmekle görevlendirilmiştir. Heykel çelikten değil sağlamlaştırılmış çimentodan inşa edilmiştir.  Dış katmanları dövülebilir ve dayanıklı bir madde olan sabun taşı mozaiklerinden oluşmaktadır. Projenin malzemelerinin taşınmasında Corcovado Tren yolu önemli bir rol oynamıştır.




Kurtarıcı İsa Heykeli 1926 ve 1931 yılları arasında inşa edilmiştir. Heykelin temelinde 150 kişiyi alabilen bir şapel de bulunmaktadır. Heykel 12 Ekim 1931 tarihinde resmi olarak açılmıştır. Kurtarıcı İsa heykeline ulaşmak için Corcovado Tren yolu kullanılmaktadır. Saatte 360 yolcuyu ulaştırma kapasitesi bulunan trenlerin varış zamanı 20 dakikadır. Trenden görülen manzara hayranlık yaratmaktadır. En yoğun dönemler ise Paskalya ve Noel'dir. Tren terminalinden heykele çıkan merdivenlerin toplamı 222 basamaktır. Elbette asansörler de bulunmaktadır. Heykelden görülen manzara özellikle günün ilk saatlerinde yada akşam üzeri muhteşemdir. Brezilya'ya gitmek gibi bir düşünceniz varsa bu şaheseri görmeden sakın dönmeyin!