Çin‘in kuzeybatısı boyunca uzanan, M.Ö.
300′lerde Çin İmparatorluğu tarafından başta Hun (Türk) akınlarını önlemek
amacıyla yapılmaya başlanmış olan Çin Seddi, dünyanın en büyük çaplı savunma
tasarılarından biri olarak kabul edilmektedir. Büyük çalışmalar sonucu
gerçekleştirilen bu savunma tasarısı, ortaya konulduktan sonraki devasa
büyüklüğü ve ilginç durumuyla bugün dünyanın yedi harikasından birisi olarak
kabul ediliyor. Bu seddin, 7.000 km’den daha uzun olduğu söyleniyor.
Seddin her yeri yaklaşık 4-6 metre
yüksekliğe ve 6-7 metre genişliğe sahip. Duvarların genişliği, at arabalarının
geçebilmesine olanak sağlıyor. Ayrıca düzenli aralıklarla okçu delikleri ve
siperlikler var. Her 200 metrede bir gözetleme kulesi, 9 kilometrede bir ise
fener kulesi bulunuyor. Çin Seddi‘nin duvarlarının çoğu, büyük tuğlalar, toprak
ve küçük taşlarla dolu çuvallardan yapılmıştır. Hun tehlikesi yüzünden inşa
edilmeye başlanmış ve M.Ö. 214 yılında, büyük Hun lideri Mete’nin Kağan
olmasından 5 yıl önce bitirilmiştir.
Yukarıdaki özet bilgilerden anlaşılacağı
üzere, bu büyük yapının yapılması çok uzun zaman almıştır. Herkesin kolay kolay
girişemeyeceği bu savunma tasarısı, bugün dünyada Çinlilerle özdeşleşmiş ve
Çinlilerin ruhlarını yansıtır hâle gelmiştir. Çin Seddi‘nin tamamı bir seferde
yapılmamıştır.
Çok eski dönemlerde, dağların başına
kurulan kuleler, çeşitli saldırılar nedeniyle düşman askerleri içeri girmesin
diye birleştirilmişti. Daha Çinlilerin Türklerle savaşmalarından da önce,
Çinliler kendi içlerinde savaşıyorlar ve bunları engellemek için çeşitli yollar
arıyorlardı. İşte bu kulelerin birleştirilmesi Çinli kralların hoşuna gitmiş
olacak ki, bütün kuleleri setler kurarak birbirine bağlamışlar ve çok uzun
setler elde etmişlerdir. Onlar için bir “savaş / savunma yöntemi” hâline gelen
bu setler, atalarımız olan Hunların saldırılarıyla daha geniş alanlara yayılmış
ve böylece 10 bin km’yi geçmiştir.
Çin Seddi’nin bizim için önemli olan yanı,
Çinlilerin bu duvarların büyük kısmını Türklerden -yani atalarımız olan
Hunlardan- korkarak yapmış olmalarıdır. Bu, biz Türkler için bir “gurur
kaynağı” iken, Çinliler için de “utanç abidesi“dir. Çünkü kahramanca savaşıp,
Kürşad gibi ölmek her ulusa nasip olmamıştır. Bu durum, bütün dünyaca kabul
edilen açık bir konudur. Marifet, Türk gençlerinin damarlarında taşıdığı asil
kanın değerini anlayabilmek için bu Çin Seddi’nden gerekli anlamı
çıkarabilmeleridir. Yüce Önder‘imizin dediği gibi: “Türk çocuğu ecdadını
tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.” Atalarımızı
tanıyabilmek için, işte size binlerce yıl önceyi anımsatabilecek Çin Seddi
fotoğrafları:
Çin Seddi, sanıldığının aksine uzaydan
görülmemektedir. Herkes “uzaydan görülen tek yapı” olarak Çin Seddi’ni bilir.
Fakat yapılan açıklamalar, hava alanlarının bile görülmesine rağmen, Çin
Seddi’nin görülmediğini belirtmektedir. Bunun nedeni de, duvarların bulunduğu
yerin ve çevrenin rengine yakın renkte olması ve bu nedenle kolayca ayırt
edilememesidir.
Türk tarihi kitaplarında, ne yazık ki
Çinliler’in yapmış olduğu bu duvarlar övgüyle anlatılmaktadır:
“Çinliler, Hun akınlarını durdurabilmek
için büyük emek ve sermaye harcayarak, “Çin seddi” adıyla anılan dünyanın en
büyük savunma sistemini meydana getirmişlerdir. Dünyanın hiçbir yerinde ve
devletinde, savunma amacıyla yapılmış böylesine muazzam seddin bir benzeri ve
örneği dahi bulunmamaktadır. Bu da, zamanın en güçlü, en mükemmel ve en süratli
ordusunun Hunlar tarafından eğitilmiş olduğunu gösterir. Öte yandan, Çin seddi
ile birlikte Çinliler arasında ilk defa devlet sınırı fikri doğmuş ve
gelişmiştir. Ayrıca, bu surlar, Çinliler için hem güvenlik hem de ekonomik
bakımdan çok büyük yararlar sağlamıştır.”
Evet, böylesine devasa bir yapıyı ortaya
koymuş olmak, bir devlet için büyük bir başarı olarak görülebilir. İnşaat ve
yapı mühendislerinin takdirini kazanabilecek bu duvarlar, arka planına
bakıldığı zaman birer korkaklık abidesidir.
Orkun KUTLU